Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, yaklaşık 4-5 sene önce suikast girişimine uğradığını açıkladı. Bakan Fidan, "4-5 sene önce suikast girişimine uğradım. Arsenik ve cıva ile zehirlendim" dedi.
24 TV'de konuşan Bakan Fidan, "FETÖ'cüleri ve başka organize suç örgülerinin benim ve ailemle ilgili yaptıkları propaganda yeryüzünde hiçbir yerde görülmemiştir herhalde. Arsenik ve cıva ile zehirlendim... Bu sebepten dolayı bir süre tedavi gördüm" dedi.
“FETÖ VE BAŞKA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTLERİ, BENİ VE AİLEMI HEDEF ALDI”
MİT Başkanı olduğu dönemlerde FETÖ’nün kendisini ve ailesini hedef aldığını söyledi. Fidan, 2010 yılında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı görevine atanmasının ardından terör ve organize suç örgütlerinin vekil unsurlarının kendisi ve ailesi hakkında propaganda yaptığından bahsetti.
“MUHALEFETİN SUÇ ÖRGÜTLERİYLE AYNI DİLİ KULLANMASI ENDİŞE VERİCİ”
İnsanları kamuoyunun gözünden düşürmeye yönelik çabalar ve propaganda faaliyetleri olduğuna dikkati çeken Bakan Fidan, 2010 yılından itibaren bu tür konularla muhatap olduğunu dile getirdi. Kendisine yönelik atılan iftiraları anlatan Bakan Fidan, "Bunlara alışkınız. Alışkın olmadığımız birkaç tane konu var. Türkiye’nin ana muhalefet partilerinin, terör örgütlerinin ve suç gruplarının, mafyanın ürettiği bilgiyi alıp, siyasette kullanması. Bu aslında gelinen düzeydeki en düşük noktayı gösteriyor, bu sıkıntılı bir konu" dedi.
“KARAKTER SUİKASTINA SÜREKLİ MARUZ KALIYORUZ”
Katıldığı programda fiziki suikasta uğradığını açıklayan Bakan Fidan, "Zehirlendik de tedavi de gördük. Onun dışında karakter suikastına sürekli maruz kalıyoruz. Bu kavganın bir parçası. Ağır arsenik ve civa verilmiş. Bir yerde olmuş, sonra tahlillerde ortaya çıktı. 4-5 sene oluyor" diye konuştu.
Programda kendisine suikast girişimini kimin yaptığına ilişkin sorulan soruya cevap veren Bakan Fidan, "O detaylara girmeyelim. O, dışarılarda olan konular. Sadece içeride düşman yok, her yerde düşman var. Zaten bu vatana hizmet etmek için varız. Karakter suikastı da yapacaklar size, fiziksel suikast de yapacaklar" ifadelerini kullandı.
"İLLEGAL YAPILARINI İSTİHBARİ YAPILARINI ORTADAN KALDIRMASI GEREKİYOR"
Silahların bırakılması tek başına yetmiyor. İllegal yapılarını istihbari yapılarını ortadan kaldırması gerekiyor. Hesap verilebilir bir örgütlenme modelini nasıl ki siyasi partilere stklara bu imkan tanınıyor ondan istifadeyle ilerletilmesi gerekiyor.
"HERKESİN SAYGI DUYDUĞU REFAHIN PAYLAŞILDIĞI BİR BÖLGE İNŞA ETMELİYİZ"
Bu örgüt için de kolay bir karar değil ama örgüt liderinin ortaya koydu tavra karşılık bir cevap verilmesi gerekir. Biz de olumlu bir beklenti içerisindeyiz. Ama olmaması da hayatın sonu değil. Zaten olmaması durumuna göre biz mücadele içerisindeyiz. Ama bu olursa gerçekten masum insanların masum gençlerin dağa çıkması kanın akması bir takım daha ileri bölgesel düzenin kurulması Irak'a da Suriye'ye de etki edecek ileriye dönük yatırımlar var. Suriye'de şu an yeni bir düzen kuruluyor. Artık silahlı bir mücadelenin olmadığı herkesin saygı duyduğu refahın paylaşıldığı bir bölge inşa etmemiz gerekiyor.
"İSTİHBARATIMIZIN GÜVENLİĞİMİZİN GELDİĞİ NOKTADA ÇEVRİLEN OYUNLARI MİSLİYLE GÖRÜYORUZ"
Örgütün başka ülkeler için hizmet ettiği ortada. Ben örgütteki insanların da çok memnun olduklarını düşünmüyorum. Var olan yeni şartlara göre bir durumu meydana getirecek bir karar içerisinde olmaları gerekiyor. Diğer ülkelerin durumu ne olur? Türkiye gibi potansiyeli çok yüksek kendi potansiyelini hayata geçiren bir ülkenin kan kaybı birçok ülkenin de işine gelir. Bunlar tabii ki belli bir beklenti içerisinde olabilirler. İstihbaratımızın güvenliğimizin geldiği noktada çevrilen oyunları misliyle görüyoruz. Sadece oyunlar değil oyunların arkasını da görüyoruz. Çok netiz, biz kimseye oyun kurmadığımız için bize kurulan oyunlara karşı koyma meşruiyetimiz var.
Bütün alternatif konulara hazırız. Ama siyasi irade şu anda beklenti terörle mücadelenin de ötesinde biraz artık Türkiye'nin kendi tarihsel mümtaz toplumsal dokusunu biraz da siyasete yansımış olması fevkalade önemli oldu.
3,5 senedir gittikçe kurumsallaşan bir mekanizma var. Giderek de güvenlik işbirliği anlaşmasıyla beraber daha çok operasyon kurma zeminine doğru gidiyoruz. PKK, Türkiye'de metrekare yer işgal edebilir durumda değil. Mesele esas itibari ile benim meselem olmaktan çıkmış Irak ve Suriye'nin meselesi olmuş.
Bana diye başlatılmış ama başka yere olay etki etmeye başlamış. Bunu çok net onlara hatırlatmak gerekiyor. Arap dünyasında şöyle bir görüş var.
İşgal edilen toprakların benimle bir alakası yok sizin sorununuz. Dolayısıyla siz burada adım atmak zorundasınız. Ben onların o kararlılık noktasına geldiklerini görüyorum. Bölgede çok fazla aynı anda devam eden çatışma senaryoları var."